22 Eylül 2010 Çarşamba

Tahir Tekin Öztan Dünya Gıda Dergisi Eylül Ayı Yazısı

Çocukluğumun bayramları

Dünyanın sayılı mutfakları arasında yer alan Türk Mutfağı’nın en özel yemekleri hiç şüphesiz ki bayramlara saklanır. Bayram sofraları sadece lezzet değil görsel olarak da bir şölene dönüşür. En güzel masa örtüleri serilir, en şık yemek takımları çıkarılır sofraya…









Son yıllarda bayramlar özellikle büyük şehirde yaşayan insanlar için tatil fırsatına dönüşse de aile olarak bizler hâlâ gelenek ve göreneklerimizi korumaya özen gösteriyoruz. Bayram sabahları benim için bayram namazı ve sonrasında da rahmetli babamın kabristan ziyaretiyle başlar. Daha sonra ailem ve dostlarımla bayramlaşır, yemek yeriz. Pek çok kişi gibi, çocukluğumun bayramları düşündükçe hâlâ beni çok duygulandırır. Bayram için hazırlık yaptığımız, heyecan duyduğumuz, ailenin eksiksiz olarak bayram masasına oturduğu yıllar…

Biz bayrama, bayram alışverişi yaparak başlardık.
O yıllarda ne ülke ne de aile ekonomisi şimdiki gibi
değildi. Yeni kıyafet, yeni ayakkabı yani ‘bayramlık’
almak çocuklar için paha biçilemez bir mutluluktu
çünkü çoğu evde bu yeni giysiler sadece bayramdan
bayrama alınabilirdi. Bayramlık alamayan çoğu
annenin çocuğuna kendi elleriyle bayramlık diktiği,
her şeyin değerinin bilindiği yıllardı…
Hatta şunu söyleyebilirim ki, bayram gezmelerinde,
yeni giydiğim ayakkabılarım kirlenmesin diye sürekli
üzerini silerdim. Kimi çocuklar yeni ayakkabılarını
geceleri başucuna koyardı…

Çocukluğumda bayram namazlarına
babamla birlikte giderdim. Eve döndüğümüzde
ailece bayramlaşır, annemin hazırladığı
Gaziantep yöresine özgü yuvarlama ve pirinç
pilavını sonra da üzerine zerde, sütlaç gibi
harika tatlıları yerdik. Ardından da ailece
büyüklerimizi ziyarete giderdik. Aile büyüklerimizin, mahallemizde yaşayan komşularımızın ellerini öperken onlara hürmette kusur etmezdik. Büyükler de küçüklerin bu davranışlarına karşılık minik ellerini boş göndermez, kimi zaman şekerle kimi zaman harçlıkla ödüllendirirlerdi. O şekerlerin tadı da hâlâ damağımdadır… Biriktirilen harçlıklar ile oyuncaklar alınır, çatapatlar patlatılır, lunaparka gidilir, salıncaklarda sallanılırdı. Özetle, çocuklar yaşadıkları bölgenin imkanlarına göre çok ama çok eğlenirdi.


Bayram sofrası telaşı Sofra, bayramın sembolüdür

Anadolu’nun birçok yöresinde bayramlarda hâlâ değişmeyen tek şey, yaşanan sofra telaşıdır belki de. Temizlikle başlayan koşuşturma, alışveriş ve yemeklerin hazırlıkları ile devam eder. Misafirlere nelerin ikram edileceği tekrar tekrar gözden geçirilir. Kahvaltı sonrası ziyaretler başlar, ikram edilen yemekler ve eşi benzeri olmayan sohbetler, bayram hazırlıklarının yorgunluğunu unutturur.






























Dünyanın sayılı mutfakları arasında yer alan Türk Mutfağı’nın en özel yemekleri hiç şüphesiz ki bayramlara saklanır. Bayram sofraları sadece lezzet değil görsel olarak da bir şölene dönüşür. En güzel masa örtüleri serilir, en şık yemek takımları çıkarılır sofraya… Anadolu’da hemen her ilin kendine has bayram yemekleri vardır

Gaziantep’in bayrama özgü yemeklerinden söz ettiğim gibi, diğer yörelerin de bazı bayram yemeklerinden bahsetmek istiyorum:

Doğu Anadolu Bölgesi: Erzurum’da Kadayıf Dolması, Ardahan’ın Kaz Dolması, Erzincan’ın Ketesi, Muş’un Hazut Dolması, Bingöl’ün Tutamaçı, Kars’ın Ekşili Et Yemeği, Iğdır’ın Balık Böreği.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Gaziantep’in Yuvarlaması, Batman’ın Bumbarı, Mardin’in İkbebeti, Şanlıurfa’nın Şıllık Tatlısı.
Ege Bölgesi: Aydın’ın Paşa Böreği, Denizli’nin Gındıra Çorbası, İzmir’in Gerdan Tatlısı, Kütahya’nın Cimciği, Muğla’nın Dutmeç Çorbası.
Marmara Bölgesi: Balıkesir’in Tiridi, Bilecik’in Ovmaç Çorbası, Bursa’nın Etli Gavatası, Çanakkale’nin Bakla Keşkeği, Edirne’nin Badem Ezmesi.
İç Anadolu Bölgesi: Ankara’nın Alabörtmesi, Çankırı’nın Mıklası, Eskişehir’in Çiğ Böreği, Karaman’ın Ermenek Helvası, Kayseri’nin Pehlisi, Konya’nın Etli Ekmeği.
Karadeniz Bölgesi: Bayburt’un Yalancı Dolması, Artvin’in Hıngali (Gürcü Mantısı) Amasya’nın Çatal Çorbası, Bolu’nun Cevizli Eriştesi, Çorum’un Kömbesi, Giresun’un Fasulye Turşusu, Sinop’un Nokulu.
Akdeniz Bölgesi: Adana’nın Yüzük Çorbası, Antalya’nın Piyazı, Burdur’un Testi Kebabı, Hatay’ın Kerebiçi, Kahramanmaraş’ın Tarhanası birbirinden özel bayram yemekleridir.
“Nerede o eski bayramlar…” diye hayıflanmak yerine bu bayram annelerimizin, nenelerimizin kurduğu görkemli sofra geleneğini yaşatalım. Çocuklarımıza, eşimiz, dostumuza bu sofraların önemini gösterelim. Hayat koşuşturması nedeniyle göremediğimiz akrabalarımızla, dostlarımızla bayram sofralarında buluşalım. Bereketiyle gelen Ramazan Ayının hepimize huzur dolu bir bayram yaşatması dileğiyle, herkese iyi bayramlar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder